single-image

TERS – YÜZ SINIF SİSTEMİ

(FLIPPED LEARNING/INVERTED LEARNING)

Küresel ölçekte bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızlı bir şekilde gelişim göstermesi ve bu gelişime paralel olarak kullanımının hızlı bir şekilde artması, bu yeni teknolojilerin eğitim öğretim süreçlerinde aktif olarak kullanılmasını zorunlu hale getirmiştir. Eğitim teknolojilerinin eğitim alanında kullanılması ve amaca hizmet etmesi önem arz etmektedir. Okul yöneticileri, öğretmenler ve öğrencilerin günümüzde çok kolay bir ulaşılabilirliğe sahip bu teknolojik gelişmeleri yakından takip edip uygulanabilir düzeyde kullanması gerekmektedir. Eğitim kurumlarının da küresel ölçekte ve her alanda hızlı bir değişim geçiren ve yerinde durmayan bu teknolojik gelişmeleri yakalaması, eğitim öğretim süreçlerine sağlıklı ve amacına uygun olarak entegre etmesi kaçınılmaz olarak görülmektedir. Öyle ki, bu teknolojik entegrasyon eğitim sisteminin tüm yapılarında okul öncesi eğitimden yükseköğretime kadar tüm okul türlerinde kendini hissettirmelidir.

Teknolojinin toplumun tüm bireyleri tarafından kullanımı ve yaş olarak çok küçük yaşlara kadar inmiş olması dikkat çeken diğer bir nokta olarak karşımıza çıkmaktadır. Teknolojik gelişmeler karşısında her alanda bulunduğumuz çağın ihtiyaçlarını karşılamak ve bulunduğumuz çağa uyum sağlamak için küresel ölçekte ortaya çıkan bilgi ve iletişim teknolojilerindeki değişim ve gelişimler, her alanda takip edilmeli ve her alanda yüksek oranda entegrasyonu sağlanmalıdır. Tabi bu entegrasyon ilgili alanların amacına uygun olarak gerçekleşmeli ve sistemlerinin kullanılmasına yönelik eğitim süreçleri tamamlanmalıdır. İşte meydana gelen bu değişim ve gelişimlere paralel olarak eğitim sistemlerinde de teknolojik uyum sürecinin takibi açısından yeni öğretme-öğrenme yaklaşımları ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda bu teknolojik süreç içerisinde karşımıza çıkan değişimle birlikte öğretme-öğrenme faaliyetleri içerisinde yeni bir yaklaşım olan Ters-Yüz Sınıf Sistemi eğitim faaliyetlerinde dikkatleri üzerine çekmiştir.

Ters-Yüz Sınıf Sistemi eğitim teknolojileri vasıtası ile öğrencilere daha önce verilen asenkron sistemler vasıtası ile öğrencilerin bir sonraki derse hazırlıklı gelmesini sağlayarak öğrencinin bireysel olarak öğrenebileceği konuları okul dışındaki vakitte öğrenebilmesini sağlamaktadır. Öğrenciler bu öğrenmeyle birlikte, ilgili derste bu öğrendiklerini bireysel ve grup çalışması içerisinde arkadaşlarına ve öğretmenine sunma fırsatı yakalamaktadır. Bu bağlamda Ters-Yüz Sınıf Sistemi modellemesi ile aslında öğrencilerin öğretmenlerinin yönlendirmesi ile bir sonraki ders için hazırbulunuşluk düzeyleri sağlanmış olmaktadır. Bu durum öğretme-öğrenme sürecine öğrencilerin aktif olarak katılımını sağlamaktadır. Ters-Yüz Sınıf Sistemi’ne göre gerçekleştirilen öğretme-öğrenme faaliyetlerinde öğrencilerin derse daha önce bireysel olarak hazırlıklı gelmeleri nedeniyle hazırbulunuşluk düzeylerinde artış olduğu vurgulanmaktadır. Öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyinin yüksek olmasına dayalı olarak öğrenme kalıcı olmaktadır.

Ters-Yüz Sınıf Sistemi’nde geleneksel öğretim metotlarından biri olan Klasik Sınıf Sistemi’nden farklı olarak, öğrenciler ilgili dersin teorik olan kısımlarını sunumlar, videolar, öğrenme yönetim sistemleri gibi çoklu-ortam araçları vasıtası ile evlerinde öğrenmektedirler. Öğrencilerin Ters-Yüz Sınıf Sistemi’nde gerekli hazırbulunuşluk düzeyi bireysel öğrenme sorumluluğu ile oluştuktan sonra sınıf içerisinde, konu ile ilgili hazırlanan uygulamalar ve öğrendiklerini paylaşmaya yönelik sunulan tartışma ortamları gibi, öğretmenin yardımcı olmak için aktif şekilde rol aldığı çalışmalarla öğrenciler edindikleri bilgileri paylaşma ve pekiştirme imkânı bulmaktadırlar.

Talbert (2012), öğrencinin öğrenmesi için en iyi yöntemin eskiden kalma yapı olan geleneksel öğretim yöntemi olmadığını savunmaktadır. Talbert (2012), öğrencilerin, öğretmen yardımına en çok ihtiyaç duyduğu zamanlarda sınıf dışında olduklarını ve onları zorlayan görevleri sınıf dışında yapmak zorunda kaldıklarını belirtmiştir. Arslan ve Özpınar (2008), sınıf içinde öğretmenlerin yeteneklerinin en üst seviyede olduğunu, ancak öğrencilerin en az yardıma ihtiyaç duyduğunu ve bu nedenle öğrencilerin bilişsel becerilerini en düşük seviyede kullandığı zaman dilimi olduğunu vurgulamaktadır. Gelişimin ve öğretme-öğrenme faaliyetlerinin etkili bir şekilde gerçekleşmesi için mevcut geleneksel yapının tersine çevrilmesi; öğrencilerin sınıf dışında dersler, okumalar ve diğer kaynaklar ile temel bilgileri alması ve sınıf içinde zorlu ve üst düzey bilişsel aktiviteler ile çalışması gerekmektedir.

KAYNAKÇA:

Talbert, R. (2012). Inverted Classroom. Colleagues, 9 (1), 18-19.

Arslan, B. & Özpınar, I. (2008). Öğretmen Nitelikleri: İlköğretim Programlarının Beklentileri ve Eğitim Fakültelerinin Kazandırdıkları. Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi (EFMED), 2(1) 38-63.

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Diğer Yazılar

Zetyazilim Zetyazılım Tarafından Hazırlanmıştır.