single-image

OTORİTER – BASKICI ANNE BABA TUTUMU

Anne baba tutumları çocuğun kişilik gelişimi üzerinde oldukça büyük rol oynamakta ve çocuğun bu tutumları model alarak benzerlerini hayatlarında sergilemesine neden olmaktadır. Doğan Cüceloğlu ‘‘İletişim Donanımları’’ adlı kitabında “İnsanların yaşamı tesadüfler sonucu oluşmaz; insanların yaşamı onların davranışlarının yansımasından başka bir şey değildir.” der. Model aldığımız kişinin tamamen yansıması olmaktayız aslında…

Sağlıklı bir anne baba tutumunda çocuklara mutlaka olumlu benlik algısı, olumlu öteki (diğer insanlar) algısı, öz değer, öz saygı, öz sevgi ve sağlıklı güven duygusu gibi nitelikler kazandırılmalıdır. Bu özellikleri kazanmış çocuk, grup içinde dengeli şekilde hareket etme yeteneğini kazanmaya ve sosyalleşmeye başlar. Çocuğun gelişim dönemlerinde de hangi yöne ne şekilde gideceğini belirlemesinde rol oynar. Aynı zamanda anne baba tutumlarında aile içi iletişim oldukça önemlidir. Bir çocuğun davranışını anlamlandırmak ya da değiştirmek için ebeveynlerin tutumuna önem verip doğru başlangıçlar yapılmalıdır.

Anne baba tutumlarını siz değerli okuyucularımıza birkaç yazı dizisinde aktarmaya çalışacağım.

Otoriter – Baskıcı Anne Baba Tutumu

Kontrol odağı fazla olan otoriter ve baskıcı anne baba tutumu sergileyen ebeveynlerin özelliklerinde katı, baskıcı, hoşgörüsüz ve mükemmeliyetçi, koşulsuz itaat tutumları baskın olmaktadır. Otoriter anne ve babalar çocuklarından kusursuz olmalarını beklemekte, okul hayatında üstün başarı sağlamalarını istemektedir. Çocuğa sert, soğuk ve kesin bir tavırla yaklaşmakta, çocuğa karşı hissettikleri sevgilerini ya hiç göstermemekte ya da çocuk, ebeveynlerin istediği gibi davrandığı zaman göstermektedirler. Çocuğun duygularını, düşüncelerini ifade etmesine imkân vermezler. Çocuğun davranışlarına karışma, her hareketini eleştirme, çocuğu belli bir kalıba sokma çabası vardır. Jess Lair “Çocuklar şekle sokulacak şeyler değil, serpilmeleri sağlanacak bireylerdir.” der.

Otoriter anne babalar, çocuğa sadece nasıl davranacağını söylerler. ”Otur kalk, yap, et, yapma…” gibi. Çocuğu koymuş oldukları çok sayıda katı kurala uymaları için zorlamakta ve eğitimde sık sık cezaya yer vermektedirler. Bu sebeple çocuk, hata yapanlar mutlaka cezalandırılmalıdır görüşünü benimser ve başka birinin hatasını gördüğünde o da hemen cezalandırmaya yönelir. Bu şekilde büyüyen çocuk çevresindeki tüm canlılara ve yaşam alanındaki her türlü eşyaya benzer şekilde davranmaya başlar. Kendisine sevgi gösterilmemiş ve küçüklüğünde zarar görmesine karşın şefkat görmemiş çocuk yetişkin olduğunda hayvanlara, doğaya, eşine ve çocuklarına da aynı şekilde acımaz ve onlara karşı sevgisiz olur. Kendisine sürekli kızılmış ve yanlış yaptığı duygusu verilmiş, sürekli ceza almış çocuk suçluluk hissederek büyür. Bu suçluluk hissiyatında kendisi ile yüzleşmek yerine herkeste hata bulur. Genellikle olumsuz eleştirilere kapalıdırlar. Dinlemeyi bilmez, anlamaya çalışmazlar. Anne baba baskıyla doğrularını kabul ettirdiği için ilerleyen yıllarda da benlik saygısı gelişmemiş, pasif, haklarını savunamayan ve inandığı doğruların arkasından gidemeyen, sahip olduğu donanımı ortaya koyamayan ve uğradığı haksızlıklara da direnemeyen bir yetişkin oluşur.

Kelimelerin gücü öyle sihirli ki tek bir kelimeyle moral bulup, iyi niyetli davranışlarla hayata anlam katabiliriz. Elimizdeki bu sihirli sözcüklerle çocuklarımızı daha bilinçli şekilde teşvik ederek hatalardan kurtarabiliriz. Kullanacağımız bu tutumlar çocuklarımızın hayatlarının şekillenmesinde çok önemli ve olumlu rol oynar.

Devam edecek…

Leave a Comment

Your email address will not be published.

You may also like

Zetyazilim Zetyazılım Tarafından Hazırlanmıştır.