single-image

OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB): SAFİYE ÖRNEĞİ

Obsesif kompulsif bozukluk ya da halk arasında ‘’takıntı hastalığı’’ obsesyon veya kompulsiyonlardan oluşan psikiyatrik bir bozukluktur. Zamanımızı alan, günlük rutin işlerimizi etkileyen ve engelleyen takıntılara veya kompulsiyonlara sahiptir. Takıntılar yanlış olduğunu bildiğimiz halde kafamızdan atamadığımız fikirlerdir. Mantık ve muhakeme ile uzlaştırılmayan bu düşünceler arzu edilemeyen saplantılar haline gelir.

Takıntı durumunda girici düşünce, kişi tarafından istenmediği halde, kendiliğinden akla gelen düşünce ya da görüntülerdir. Bu düşünce obsesif kompulsif bozukluk olan ya da olmayan her insanda bulunur. Obsesif düşünce, girici düşünceye göre zihne yapışkan gibi yapışır ve kolay kolay gitmez. Fakat Amerikalı Pedagog ve Aktivist Helen Keller’in söylediği gibi “Dünya acı dolu olmasına rağmen, aynı zamanda çözümlerle de doludur.”

Obsesif kompulsif bozukluğu olan bireyler için davranışlar anlamsız ve tekrarlıdır. OKB’liler kompulsiyonlarını saçma, anlamsız ve zor, hatta utanç verici bulabilirler. Bu kişiler yaşamın her alanında en mükemmeli ararlar. Obsesif kompulsif bozukluk, çevreden kaynaklı olabileceği gibi genetik geçişli eğilimlerin veya yatkınlıkların birleşimden de kaynaklanabilir. Çevresel etmenlerde, psikolojik ve fiziksel travma, çocuk ihmali, çocuk istismarı, aile stresi, hastalık, ölüm, boşanma, ergenlik, kendi başına yaşamaya başlama, evlilik, ebeveynlik, emeklilik gibi sebepler etki gösterebilir. Kalıtsal yatkınlık ve çevresel etmenlerin birleşimi, OKB belirtilerinin oluşmasının sebeplerinden biridir.

Son günlerde en çok izlenen TV dizilerinden biri olan Gülseren Budayıcıoğlu’nun yazdığı Madolyonun İçi kitabının “Çöp Apartman’’ bölümünden esinlenilerek senaryolaştırılan Masumlar Apartmanı dizisinin karakterinden birisi olan Safiye’yi bu bağlamda ele alabiliriz. Safiye: ‘‘Çocukluğumda aklımda kalan hiçbir güzel şey yok. Annemin buruk yüzü, babamın suskunluğu ve biz çocukların çaresizliği… Annem her kız doğuruşunda öfkesini benden alırdı. Yüzüme tükürür gibi bakardı. ‘Neden kız oldunuz?’ dediğini duyar gibi olurdum hep. O gün kendimden iğrenmeyi öğrendim.’’ diyerek duygularını ifade eder.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Biçimleri

Kontrol etme kompulsiyonlarına sahip bireyler sürekli hatalı veya dikkatsiz hareketlerin sonucunda başlarına gelebilecek olası tehlike ve felaketlerden kendini sorumlu tutarlar. Bu sebeple duygularını ve davranışlarını kontrol etmekte zorlanabilirler. Günlük rutin işlerde -kapıların, pencerelerin kilitli olması, ocağın, ütünün açık olmaması gibi-  sürekli olarak kendilerini kontrol etmek zorunda hissederler. Felakete sebebiyet vermemek için, sürekli her şeyin düzgün gittiğini görene kadar kontrol etmeye devam ederler ve davranışı düzenli olarak tekrarlarlar.

Bulaşma obsesyonları veya yıkama, temizlik vb. kompulsiyonlara sahip bireyler; kir, mikrop, tükürük, toz, çamur bulaşmasından korkarlar. Sık sık el yıkama, banyo yapma, kıyafet değiştirme, evlerini saatlerce temizleme gibi düzenli alışkanlıkları vardır. Safiye: ‘‘Kendi evimizi anlatmak öyle kolay mı sanıyorsunuz? Mutfağa girmeden önce her şey banyoya konur, akar su altında üç kez yıkanır, sonra mutfağa girilir. Sonra bu bulaşıklar tek tek yine akar suyun altında üç kez sabunlanır, üç kez durulanır, sonra da bulaşık makinesine atılır. Fasulyeler bile pişmeden tek tek sabunlanır. Bizim evimizde bir şey yıkamak büyük bir hadisedir.’’ der ki, birçoğunuzun bizde de aynısı var dediğini duyar gibiyim…

Düzenleme kompulsiyonlarına geldiğimizde ise tekrarlama, sayma gibi alışkanlıklara sahip bireyler belirli şeyleri tam ve mükemmel şekilde düzenlemek isteyebilirler. Eşyaların simetrik bir biçimde konmasını, yazdığı yazının, katladığı kıyafetin muntazam olmasını isterler. Kendileri veya sevdiklerinin zarar göreceğini düşünerek, belirli davranışları tekrar etme çılgınlığı gösterirler. Oda eşiğinden atlama, kelimeleri sessiz tekrar etme, aynı şeyleri tekrar yazıp silme, el yıkama, bir işi yaparken kaç kere yaptığını, saatin saniyelerini, otomobil plakalarını sayma, sokak numaraları sayma gibi davranışlar örnek gösterilebilir. Kaldırım taşlarının çizgilerine basmadan yürüyen insanları başımızı kaldırdığımızda hemen her yerde görebiliriz.

Aşırı ahlaklılık gibi obsesyonlara sahip bireyleri de etrafımızda belli davranışlarından fark edebiliriz. Dinsel kurallara aşırı bağlılık, etik ve ahlaki konulardaki tepki ve davranışları ile hemen her yerde görebileceğimiz insanlardır. Obsesif insanların en temel özelliklerinden biri de takıntıyı kabul etmek yerine sahiplenme yani normalleştirme davranışıdır. Bu anlamda aşırı ahlaklı olma ve kurallara uymak zorunda hissetme davranışı da obsesyon olarak görülebilir.

Obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde en etkili yöntem, üstüne gitme ve tepki önlemedir. Örneğin kirlenme ile ilgili bir konu çalışılacaksa, korkuları olan kişiye el yıkatarak, boş çöp kutusu gibi korktuğu bir nesneye doğrudan temas ettirilerek kaygısı azaltılabilir. Buna ilk olarak parmak ucuyla dokunup alıştırma yapma, daha sonra birkaç parmak kullanarak dokunma gibi aşamalı bir tedavi uygulanır diyebiliriz. Durumu normalleştirme ve davranış değişikliği, korku veren düşünceden uzaklaşarak ve duruma alışarak düzenlenebilir.

Aziz Nesin’in de dediği gibi “Korkmamalıyım, korku akıl katilidir. Korku toptan yok oluşu getiren küçük ölümdür. Korkumla yüzleşeceğim. Üzerimden ve içimden geçmesine izin vermeyeceğim. Ve geçip gittiği zaman, geçtiği yolu görmek için iç gözümü ona çevireceğim. Korkunun gittiği yerde hiçbir şey olmayacak. Yalnızca ben kalacağım.’’

Daha detaylı bilgi için;

Dr. Bruce, M.Hyman & Cherry Pedrick, Obsesif Kompulsif Bozukluk Çalışma Kitabı

Gülseren Budayıcıoğlu, Madalyonun İçi

TRT1, Masumlar Apartmanı

2 Yorumlar
  1. Muzeyyen Seven 3 yıl ago
    Reply

    Kaleminize sağlık Tuğba Hocam cok beğendim 👏🥰

    • Tuğba 3 yıl ago
      Reply

      Teşekkür ederim müzeyyen hanım 🌸

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Diğer Yazılar

Zetyazilim Zetyazılım Tarafından Hazırlanmıştır.