single-image

HEM ÖĞRETMEN HEM ÖĞRENCİ OLAN KUŞAK: Z KUŞAĞI

1996 yılından sonra doğmuş olan çocuklarımızı artık ‘‘Z kuşağı’’ şeklinde ifade eder olduk. Peki nedir bu Z kuşağı? Esaret ve özgürlük gibi iki uç kavramın neresine daha yakınlar?

Bilindiği üzere ülkemizde internet ağının ilk kullanımı 1991 yılında ODTÜ’de gerçekleşmiştir. 1995 yılından sonra bu kullanım gazete, dergi, ticari ilişkiler gibi birçok alanda etkililiğini arttırırken 2000’lerden sonra sosyal medya platformlarında önemini arttırmaya devam ederek hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Bizler yani Y kuşağı olan öğretmenler internetin hayatımıza girişine aşama aşama tanık olurken ve şaşkınlıklar yaşarken, Z kuşağı doğumundan itibaren dijital teknolojiyle çevrelenmiş bir durumdaydı. Hal böyle olunca internet bizler için bir yenilik iken, onlar için yaşamın doğal bir parçası olarak görüldü.

Modern dünyanın bizlere sunmuş olduğu fırsat ve tehditlere karşı farklı tepkiler veren iki kuşak Y ve Z kuşağı, günümüzde zamanın önemli bir dilimini birlikte geçiriyor; okulda.

Öğrencilerimize, belirlenmiş olan süreler içinde belirlenmiş olan kazanımları sunmak isterken onların bu konuyla çok da ilgilenmediklerini görüyoruz çoğu kez. Bunun temel sebebi Z kuşağının bireysel hareket etme isteği olsa gerek. Tıpkı dijital platformlarda oynadıkları oyunları yönettikleri gibi akademik çerçevede de yapılandırmacı anlayışı sürdürmek istiyorlar. Belki farkında değiliz ama öğrencilerimizin ders esnasında bize sunmuş oldukları alternatif eğitsel oyunlar veya sınıf kurallarını koyarken sunmuş oldukları farklı bakış açıları aslında bize şunu gösteriyor: ‘‘Öğrencilerimiz de bizi yönlendirip bizlere farklılıklar katabiliyorlar.’’ Oysa Y kuşağı, öğretmenine ‘‘günaydın’’ derken çekinir, ‘‘konuyu anlamadım’’ diyeceği zaman bin kere düşünür ve sonra ifade ederdi…

Öyleyse Z kuşağı bize şunu söylüyor:

– İnternet çağında doğmuş olduğum için dışarı çıkıp parkta oyun oynama alışkanlığım olmayabilir. Buna rağmen merak içgüdüm vardır ve olayları gerekçeleriyle sorgularım.

– Arkadaşlarımla hafta sonu piknik yapma alışkanlığım olmayabilir. Buna rağmen sosyal iletişimimi sanal dünyamda geliştiriyorum ve kendimi etkili bir şekilde ifade edebilirim.

Bunun gibi birçok örneği sıralayabiliriz…

Özetle, Z kuşağı bireylerinin kendilerine duydukları güven fazladır. Bu nedenle iş-eğitim yaşamlarında farklı sorumluluklar almayı isterler. Bu sorumlulukların okullardaki yönetim süreci çoğunlukla biz öğretmenlerdedir. Y kuşağı ile Z kuşağı arasındaki sosyal ve kültürel farklılıkların açılmaması için biz öğretmenlerin güncel olması, yeniliklere açık olması kaçınılmazdır.

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Diğer Yazılar

Zetyazilim Zetyazılım Tarafından Hazırlanmıştır.