single-image

DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARI

Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan, kendine özgü yasaları olan, sadece bu yasalar çevresinde gelişebilen ve temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış seslerle örülmüş bir anlaşma sistemidir. Schiller’in dediği gibi, dil bir ulusun aynasıdır. Bu aynaya baktığımız zaman, orada kendimizin gerçek yankısını görebiliriz.

Konuşma insanların belirli bir dili kullanarak sesli iletişim kurmasıyken aynı zamanda karmaşık bir süreçtir. Gelişmiş düzeyde iletişim, insanları diğer canlılardan ayıran en önemli yeteneklerden biridir. İnsanın sosyalleşmesi yüksek oranda iletişim kurmasına bağlıdır. İnsan kendini ifade edebildiği kadar toplumda vardır. Sözlü, beden diliyle ya da jest ve mimiklerle desteklenen bir konuşma doğru ifade edilmeyi sağlar. Ebeveynler de çocuk yetiştirirken çocukların sosyalleşmesi ya da yaşıtlarından zorbalık görmemesi adına konuşma terapisi anlamında destek alabilmektedir. Konuşma ve dile özgü bozukluklar çocukluk çağında yaygın gözlenen nörogelişimsel bozukluklar arasında yer alır.

Dilin Biçimi ve Bileşenleri

Fonoloji (Ses Bilgisi): Her dilin kendine has ses birleşimleridir.

Fonem: Bir dildeki temel seslerdir.

Morfoloji (Biçimbirim): Sözcüklerin kendi içinde düzenlenmesidir.

Morfem: Dilde anlamlı dizilişlerdir.

Sentaks (Söz Dizimi): Cümle içinde sözcüklerin sıralanışı, cümle düzeni ve sözcüklerin ilişkilerini düzenleyen kurallar sistemidir.

Semantik (Anlam Bilgisi): Çocuğun kelime veya cümleden anlam çıkarabilmesidir.

Pragmatik (kullanım): Dilin sosyal ortamda nasıl kullanacağıyla ilgilidir.

Dil ve Konuşmanın Gelişimi

Dil gelişimi, seslerin, kelimelerin, sayıların, sembollerin kazanılması, saklanılması ve dilin kurallarına uygun olarak kullanılmasını içeren süreçlerdir. Dil gelişimi doğumdan itibaren başlar ve yaşam boyu sürer. Çocuklar dili önünde gördüğü modelleri dinleyerek, bu modelleri taklit ederek, deneyimleri ve düşünceleri paylaşarak öğrenmektedir. Dil gelişimi aşağıdaki dönemlerden oluşur:

Konuşma Öncesi Dönem

Yeni Doğan Dönemi (0-2 Ay): Çocuk ağlayarak dille ilgili organları kullanmayı yani dudak, dil ve damağı kullanmayı öğrenir. En yaygın ses, rahatsızlık ve açlık gibi duygularını ve temel ihtiyaçlarını ifade eden ağlamadır.

Babıldama (0-2 Ay): Agulamaya karşılık gelir. Çocuk “aguu, abbaba, ecedede” şeklinde sesler çıkarır. Bugün bizim çıkaramadığımız sesleri bebekler bu evrede çıkarırlar. Bunlar bizim tarafımızdan anlaşılmaktadır. Bu aşama dil gelişiminin evrensel aşamasıdır.

Gıgıldama Dönemi (2-3 Ay): Bebekler bu dönemde “s, k, g” gibi yumuşak damak ve gırtlak seslerini çıkarabilirler. ” u, o, a” gibi ünlüleri uzatabilirler.

Mırıldanma Dönemi (4-6 Ay): Bu dönemde dil kontrolü artar ve bebek dilini çeşitli yönlerde hareket ettirebilir. ”b, p, m “ gibi dudak sesleri artar. Başlangıçta sesler refleksiftir. Bu dönemde amaçlı hale gelir.

Mırıldanmanın Tekrarı Dönemi (7-10 Ay): Bu dönemde bebek, tekrarlayıcı mırıldanmalar üretir. Hece tekrarına doğru gelişme başlar. Kızgınlık ve hoşnutsuzluk seslerini çıkarabilir. Tekrarlama ile birlikte iki heceli basit kelimeleri söyleyebilir.

Jargon Dönemi:(11-14 Ay): Çocuklar cümle seslerine benzeyen bir dizi ses üretiminde bulunurlar. Bunlar anlaşılmaz mırıltılardır. Yetişkin benzeri konuşma arasında bağ oluşmaktadır.

Konuşma Dönemi

Tek Sözcük Dönemi (12-18 Ay): Çocuğun ilk sözcük dağarcığının büyük bir bölümü isimlerden oluşmaktadır. Semantiğin oluştuğu yerdir. ”Top” derken topa karşılık geldiğini bilerek top seslerini çıkarır. Tek kelimeyle birden çok şey anlatır.

İki Sözcüklü İfadeler Dönemi (Telgrafik Konuşma) (18-2 Yaş): Dil daha sistematik olarak gelişir. İki sözcüğü birleştirerek cümle oluşturmaya başlarlar. Çoğunlukla isim ve fillerin birleşimden oluşurlar. Ses tonu, duraklama, sözcük düzeni yetişkine benzer hale gelmeye başlar. Jargon kullanımı devam etmektedir.

Üç ve Daha Fazla Sözcüklü İfadeler Dönemi (İlk Gramer): Gramer kurallarına uygun konuşmaya başlarlar. Bu dönemde çocuk 3-4 kelimeyi bir araya getirerek tek bir düşünceyi bir bütün olarak ifade eder. Çocuk soru sormak, istek ve emirlerini bildirmek için ses tonunu değiştirebilmektedir.

Dil Gelişimini Olumlu Etkileyen Çevresel Etmenler

İlk çocuk olma,

Çocuğa öyküler okunması ve tartışılması,

Yemek sofrası konuşmalarının doyurucu olması,

Annenin uzun ve bol sözcüklü cümleler kurması, bol nitelikli konuşması,

Yüksek sosyoekonomik düzey.

Dil ve Konuşma Bozukluklarının Sınıflandırılması

1. Özgül Dil Bozukluğu

Özgül dil bozukluğu olan çocuklar, yaşları ve gelişim düzeylerine göre beklenen beceri düzeyinde kelimeler ve cümleler kurarak düşüncelerini ifade etmekte güçlük yaşarlar. Grameri bozuk ve kısa cümleler kullanırlar. Kelimeleri cümlelerle bir araya getirmekte geç kalırlar. Yönergeleri takip etmekte zorlanırlar. Konuşurken sık sık dilbilgisi hatası yaparlar. Bu çocuklar ne söylendiğini anlıyor gibi gözükürler; ancak çoğu zaman konunun ana temasını anlayamaz ya da sorulan soruya uygun cevaplar veremezler. İfadede güçlük olduğu için öğrenme güçlüğü ile sıkça karıştırılır.

2. Konuşma Sesi Bozukluğu (Artikülasyon Bozukluğu)

Konuşma sesi bozukluğu, konuşmanın anlaşılabilirliğini bozan ya da iletilerin sözel olarak aktarılmasını engelleyen, konuşmada sesleri çıkarmada süregelen bir güçlük olması durumudur. Sesin uyumsuz çıkması ve kullanımı, yanlış kullanımı, yanlış vurgulama ya da düzenlemedeki bozukluklar şeklinde olabilir.

3. Konuşmada Akıcılık Bozukluğu (Kekemelik)

Konuşmanın akıcılığı ve ritminin; duraklamalar, tekrarlar, uzatmalarla ve çoğu kez bunlara eşlik eden hareketlerle kesintiye uğramasıdır. Kekemelik 5-6 yaş civarı belirginleşir. Korku, stres gibi psikososyal durumlar tetikleyebildiği gibi genetik aktarım da etkilidir. Kekemelik kişide utanç ve engelleme duyguları yaratır. Çocuklarda zaman zaman aşağılanma ya da zorbalık görme yaşanabildiğinden hızlı müdahale etmek gerekir. Zamanla çocuk konuşmaktan kaçınır hale gelir. İçe kapanıp yalnızlaşır.

Kekeme Bir Çocukla Konuşurken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Söylemek istedikleri cümleleri, kelimeleri tamamlaması için izin verilmeli ve cümle bitene kadar sakince beklenmelidir.

“Yavaşla, nefes al, acele etme“ gibi uyarıda bulunmak stres ve kaygıyı arttırır.

Sohbet etmek konusunda cesaretlendirilmeli, sık sık kendini ifade edeceği etkinliklere katılması konusunda desteklenmelidir.

Sesli kitap okuma ile de desteklenebilir.

Etrafındaki çocuk ya da yetişkinlerin bu durumu alay konusu yapmasına izin vermeyip yakından takip etmek gerekir.

Kekemeliğin Nedenleri Nelerdir?

Ailede kekemelik öyküsü bulunmasından kaynaklı olabilir.

Çocukluk döneminde normal gelişim sırasında görülebilir.

Travma gibi nedenlerden kaynaklanabilir.

Duygusal travma kekemeliğe neden olabilir.

4. Toplumsal İletişim Bozukluğu

Sosyal iletişim bozukluğu ya da iletişim eksikliği, sosyal dili kullanma konusunda güçlük çekme ve pragmatik iletişim olarak ifade edilen iletişim becerilerinde zayıf olma durumu olarak tanımlanmaktadır. Bu bozuklukta bireyler; toplumsal amaçlı dil kullanımında, sosyal iletişimi başlatmak ve sürdürmekte, konuşmada sıra almada, konuyu takip etmede, uygun karşılık vermede sorun yaşarlar. Mecazi anlatımı anlamada zorlanırlar.

5. Tanımlanmamış İletişim Bozukluğu

Tanımlanmamış iletişim bozukluğu kategorisi, iletişim bozukluğu ya da nörogelişimsel bozukluk için tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni belirlenemediğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığı durumlarda kullanılır.

Konuşmanın Gecikmesinin Nedenleri

Zihinsel yetersizlik,

İşitme kaybı,

Özgül dil bozukluğu,

Bilingualizm (Çift dilli ortamda büyümüş olmak),

Psikososyal yoksunluk,

Otizm spektrum bozukluğu,

Seçici konuşmazlık,

Selektif mutizm,

Selebral palsi.

Kaynakça:

www.ankara.edu.tr

www.medicalpark.com.tr

www.konusmavedilterapisti.com

Pegem Yayıncılık Eğitim Bilimleri

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Diğer Yazılar

Zetyazilim Zetyazılım Tarafından Hazırlanmıştır.