“ Öğretmenim resmime baktı, neyi hayal ettiğimi sordu. Ben anlatırken gülümsüyordu öğretmenim anne. Çok mutlu oldum bugün ben! “
“ Bugün arkadaşımla tartıştım. Öğretmenim üzgün olduğumu gördü. Yanıma gelip beni üzen neyse, bu konuyu halletmemiz gerektiğini söyledi. Anne biliyor musun? Büyükler de bazen sorunlar yaşarmış, büyükler de arkadaşları ile tartışabilirmiş. Zeynep ile konuşup, birbirimizden özür dileyip yine birlikte oynayabilirmişiz. Zeynep ile konuştum, özür diledik birbirimizden. Bahçede oynadık sonra. Öğretmenim beni görünce göz kırptı. Bugün çok mutlu oldum! “
“ Baba, öğretmenim en çok bizi özlediğini söyledi bugün. Derslerimizi, oyun oynamamızı, koridorda koşmamızı ve yaptıklarımızı ona göstermemizi çok seviyormuş. Ben bundan sonra öğretmenime her yaptığımı göstereceğim.”
“ Öğretmenim doğru yaptığımıza aferin diyor ama yanlış yapınca sadece yanlış diyor. Biraz üzülüyorum ben. Bazen parmak kaldırıp cevabı söylemek istiyorum ama biraz çekiniyorum. Ya yanlışsa?”
“ Anneciğim, babacığım sizlerle konuşmayı çok seviyorum. Okulda öğretmenim ailelerinizle ne kadar konuşup, bir şeyler paylaşırsanız, o kadar rahatlar hem de ailecek vakit geçirmiş olursunuz diyor. Tablet ve televizyon bu güzel zamanların yerini tutmazmış hem. Ben tabletimi kapattım. Siz de kapatın telefonlarınızı şimdilik olur mu? ”
“ Hep ben konuşmak istiyorum derste anne! Çünkü öğretmenim yanlış da olsa doğru da olsa bizim konuşmamızı çok sevdiğini söylüyor. Yanlış bir şey söylediğimizde, denememiz bile çok güzel bir şeymiş. O yüzden öğretmenim gülümseyerek düzeltiyor, biz de tekrar ediyoruz. İnsanlar yanlış yapmaktan korkmamalıymış, çünkü yanlışlarımızdan doğruları öğrenirmişiz. Öyle dedi öğretmen. “
“ Bazıları çok İngilizce konuşuyor. Bazıları az konuşabiliyor. Ama hepimiz gelişiyormuşuz. Çok istersek olurmuş. Ben çok istiyorum! ”
“ Ben hep küçükler büyüklerden özür diler sanırdım. Bugün öğretmenim bizden özür diledi. Söz verdiği oyunu hazırlayamamış, çünkü hastalanmış. Canım öğretmenim, keşke hastalanmasa hiç. ”
“ Öğretmenim bugün sınıf günü provasında bizi izlemiş. Çok güzel şarkı söylediğimi söyledi. Çok sevindim. Bundan sonra İngilizceye daha çok çalışacağım. Öğretmenim çok iyi biri. ”
“ Öğretmenim derste hep aynı kişileri kaldırıyor. Hep onlar konuşsun maşallah! Bir gün bunu ona söyleyeceğim kesin! Çok kızgınım! “
“ Dersler çok sıkıcı. Hep yazı yazıyoruz. Hiç gülmüyoruz, eğlenmiyoruz. Hep yazı. Teneffüs gelsin lütfen! ”
“ Teneffüs zili çaldı biz çıkmak istemedik. Öğretmenimle olmak, ders yapmak, oyun oynamak, şarkı söylemek ve eğlenmek süper! ”
“ Keşke öğretmenim biraz gülse. Biraz da neşeli biri olsa. Bazen sıkılıyorum derste. ”
“ Öğretmenim bazen çocuk gibi oluyor. Bizi güldürüyor. Çok gülüyoruz. Sonra o da bizimle gülüyor. Öğretmenimiz hiç bırakmaz bizi değil mi? ”
“ Bazen hikaye anlatıyor öğretmen. Sesini hikayedeki küçük çocuk gibi yapınca çok gülüyoruz. Bazen de öyküdeki kedi gibi miyav diyor. Bazen balık bile oluyor. Öğretmenim komik biri. ”
“ Bugün yağmur başladı ders yaparken, çok kitap yapmıştık yorulduk. Öğretmenim kalemleri bıraktırdı. Kitabımızı kapattık. Bir müzik açtı, dinledik yağmuru izlerken. Bize ne hissettiğimizi sordu. Ben sıcak çikolata içmek istediğimi söyledim. Öğretmenim de sıcak çikolatayı çok seviyormuş ya. ”
“ Bir sürü ödev yapıyoruz ama öğretmenim sadece ödevi yapıp yapmadığımıza bakıyor, o kadar. Hızlıca yapıp bitireceğim, nasılsa bakmıyor öğretmen doğru mu yanlış mı diye. ”
“ Öğretmenim sadece güzel resim yapanların resmini asıyor. Ama benim resmim güzel değil diye hiç asmadı benimkini. Bir daha resim yapmak istemiyorum hiç ben! ”
“ Öğretmenim herkesin resmini toplayıp, hepsini asıyor duvara. Sonra arkadaşlarımıza resimlerimizi anlatıyoruz. Ben güzel çizemiyorum ama anlatmayı çok seviyorum. Hep resim yapacağım ben artık. ”
“ Öğretmenim bizi hiç dinlemeden hemencecik kızıveriyor. Ama aslında… Bir daha hiçbir şey anlatmayacağım ben de öğretmenime, zaten kızar. ”
“ Öğretmenim bir olay olunca herkesi dinliyor. Sonra doğru olanı anlatıp ne yapmamız gerektiğini söylüyor. Biz öğretmene soruyoruz bir şey olunca. Çünkü barıştırıyor bizi hemen. ”
“ Minicik, ufacık, küçücük bir şey bile yapsak öğretmenim “Harika” diyor. Öğretmenimin en ünlü kelimesi “Harika”. Çok mutlu oluyorum öğretmenim bana öyle deyince. “
“ Öğretmenimiz bizden çok şey öğreniyormuş. Bugün öyle dedi. Halbuki o öğretmen, biz çocuğuz anne değil mi? Ama öğretmen bizden çok şey öğrendiğini söyledi. Çok sevindim ben. ”
“ Bugün öğretmen ayakkabı bağcıklarımı bağladı. “Koşarken düşersin, bak böyle bağlamalısın.” dedi. Öğretmenim bizi çok seviyor baba. ”
“ Öğretmen biz derste konuşunca bize kitap okuma cezası verdi. Hani kitap okumak güzel bir şeydi? “
“ Kardeşi doğduğunda öğretmenim de kardeşini benim gibi biraz kıskanmış. Ama sonra anlamış, kardeşi küçükmüş benim kardeşim gibi. Kardeşim tek başına yemek yiyemez, tek başına tuvalete gidemez ve henüz konuşamadığı için ağlar. Çünkü o küçük ama ben büyüğüm. Sen o yüzden kardeşim ağlar diye onu hep kucağına alıp, ona yardım ediyorsun değil mi? Ben sana yardım ederim anne! “
“ Ben aynı öğretmenim gibi bir öğretmen olacağım ve öğrencilerime onun bize yaptırdıklarını yaptıracağım. ”
“ Öğretmenim uslu durursak ve kurallara uyarsak bize iki gün ödev vermeyeceğini söyledi. Ödev kötü bir şey demek ki baba. ”
“ Öğretmenim beni müdür yardımcısına şikayet eder diye derste konuşmuyorum. ”
“ Öğretmenimi çok seviyorum. Sırf o üzülmesin diye hep onu dinliyorum. Canım bazen derste arkadaşımla konuşmak istiyor çok. Ama kendimi tutuyorum. Öğretmenim üzülür yoksa.”
“ Ödevimi yapmalıyım öğretmenim çok kızar yapmazsam. ”
“ Ödevimi hemen yapmak istiyorum, matematiği çok seviyorum. ”
“ Ödevimi yapacağım, yoksa öğretmenim üzülür. ”
“ Ödevimi yapmak istemiyorum. Yapan da yapmayan da aynı. ”
“ Ödevimizi kendimiz için yapıyormuşuz. Ödevimi yapmalıyım konuyu tekrar etmek için. ”
“ Ödev yapmayı çok sevmiyorum ama öğretmenim gerekli olduğunu söyledi. ”
“ Öğretmenim bazen ne yapmamız gerektiğini açıklamıyor. Sadece yapın diyor. Ben de sormaya utanıyorum. ”
“ Öğretmenim tek tek anlatıyor nasıl yapılacağını. Tabii ki anladım. ”
“ Yan sınıftakiler çok şanslı. Öğretmenleri oyun oynatıyormuş. ”
“ Bugün öğretmenim montumu ilikledi. ”
“ Yarın öğretmenimiz bize sürpriz bir şey gösterecekmiş, çok heyecanlıyım. Yarın olsun lütfen hemen. ”
“ Öğretmenimin resimler göstererek anlatmasını seviyorum, daha çok aklımda kalıyor. ”
“ Öğretmenler sadece doğru cevap verenleri mi sever? ”
“ Öğretmenim hepimizi seviyor. ”
“ Her ders senin dersin olsa öğretmenim. ”
“ Off! Yine mi bu ders ya? ”
“ Yaşasın! Bugün İngilizce var. ”
“ Bugünkü etkinlik için okula en sevdiğim oyuncağımı götüreceğim, oleeeyy be! ”
***
Yıllar evvel ilkokul 1.sınıflarda İngilizce dersine giriyordum. Bir gün sınıf öğretmenimiz rahatsızlandığı için dersi ben doldurdum. Çocuklarıma ileride hangi mesleği seçmek istediklerini sordum. Hepsi birer birer söylemeye başladılar. Ben de mesleğini her söyleyene, onları çalıştıkları yerde ziyaret edeceğimi söyledim. Hatta yaşlı teyze taklidi yaptım o günleri hayal ederek, çok güldük. Olay böyle akıp giderken, Rüveyda kuzum söz istedi. “ Teacher, sen yorulma, biz hepimiz çiçek alıp senin evine geliriz.” dedi. Ben hemen duygusallaştım ve gözlerim doldu. Tam bir şeyler söyleyecektim ki canım Ömer’im oradan atıldı ve kendinden emin bir o kadar da doğal bir tavırla “ Ohooo Rüveyda, biz büyüyüp, para kazanıp Teacher’a çiçek alacak yaşa gelene kadar, Teacher çoktan ölür.” dedi. Ben kahkahalarla gülmemek için kendimi zor tuttum. Ömer hem birazcık gülümseyerek hem de hüzünlü bir şekilde gözlerime baktı. Kalbimden ılık ılık sevgi aktı, sel oldu sanki. “ İnşallah evime geldiğiniz o günleri de görürüz.” dedim ve devam ettim aynı anda içimde bir yerlerde hem hala gülümseyerek hem de bu muhteşem doğallığa hayranlık duygusuyla…
Yine aynı sınıfım vesilesi ile hayatımda ilk ve sanırım son kez bir yapıştırıcı kutusunun cenaze törenine katıldım. Bir gün yemekhaneden çıktım, sol tarafımızda minik topraklı bir alan var. Benimkiler montlarını sıkı sıkı giymiş, yere çökmüş, ellerini açmış dua ediyorlar. “Çocuklar hayırdır ne yapıyorsunuz?” dedim. İnanılmaz tatlılıkta ve yüzlerinde müthiş bir ciddiyetle bana baktılar. Bir tanesi çok hüzünlü bir ses ile “ Teacher, sınıftaki yapıştırıcı kutumuz bitti, biz de onu buraya gömdük, cenazesini yapıyoruz.’’ dedi (aslında yapıştırıcı kutusu demedi, çok bilinen bir yapıştırıcının adını söyledi). Şimdi ben ne desem boştu. Ben de istekleri üzerine bir dua okuyarak oradan değişik düşüncelerle ayrıldım. Bir çocuk vedası ve masumiyetine bir kez daha kalbimden vurularak hem de…
Yazının en başında okuduğunuz cümleler, farklı senelerde, farklı öğretmenler için, farklı velilerden ve biricik çocuklardan duyduklarımdan derlendi. İçlerinde sizi gülümseten de olmuştur, üzen de. İçlerinde sizi düşündüren de olmuştur, sadece okuyup geçtiğiniz de. Her ne duyguyla bakarsak bakalım ve ne tarafından tutarsak tutalım ama bu sesleri duymakla kalmayıp dinleyelim. Duymak yetmez hani. Can kulağı ile dinleyelim.
- Öğretmenleri ve okul deneyimleri ile alakalı hususlarda güzel şeyler söyleyen çocuklar öylesine mi söylemiş bunları?
(Ben sanmıyorum öylesine filan olduğunu, çocuklarda öylesine olayı yoktur. Ne söylerlerse inanarak söylerler ve hissederek.)
- Olumsuz ifade kullananların öğretmenlere garezi mi var?
(Yok daha neler? İşte bunu hiç sanmıyorum.)
- Aynı çocuk bir öğretmeni hakkında farklı bir duyguya sahipken diğeri için neden farklı konuşmuş?
(Bu soru açık uçlu bir soru. Bu sebeple müsait zamanınızda bu konuyu tartışabiliriz uzun uzun, şimdilik sadece düşünmek iyi olur biraz.)
- Çocukların değerlendirme ölçütleri güvenilir mi?
(Ben kendi adıma çok güvenilir buldum. Çünkü ah o doğal gerçeklik!)
- Hep eğlenip, gülüp ders işlemeyelim mi bizi sevsinler diye?
(Bu konuda çok uzun cümleler kurabilirim. Ama ders işlerken de, sınav esnasında da, ders başında, ortasında veya sonunda da çocukların ihtiyaç duyduğu o huzurlu atmosfer sağlanabilir. Bu bir an değildir, anlık da olmaz sadece. Bu hep beraber oluşturulan bir durumdur. Huzur, güven ve sevgi üçlüsü, bazen oyun kılığına girer oynarız onları, bazen dillerde gezen bir şarkı, bazen bir bakış olur, bazense içten bir gülüş. İsmin halleri gibi tıpkı… Orada bir “ev” var uzakta… Artık o “ev” olur, “eve” olur, “evden” olur vs. Ama o “ev” hep sabittir. Şayet bu bağ varsa ve bu atmosfer oluştuysa, hiçbir şart, hiçbir sınav, hiçbir müfredat ve hiçbir durum yan etki yapmaz, direkt iyileştirir.)
- Çocuk işte söylemiştir sorulunca da, bu gerçek bir veri oluşturur mu? (Cümlelere bakıldığında hemen hemen her bir cümledeki olumlu veya olumsuz yorum farklı öğretim metodolojilerine, çocuk psikolojisi yaklaşımlarına veya çeşitli eğitim öğretim tekniklerine işaret etmektedir. Buradan bakınca gayet sağlıklı sanki veriler. İnsanlar bu yaklaşımlara yüzyıllarca kafa yormuş. Çocuklar da bu terimlere hakim olmadan sadece duygularıyla neyin eksik olduğunu söyleyivermiş. Nefis ve hayret verici değil mi?)
Çocuklar bu dünyanın en masum ve en gerçek kalpleridir. Bazen söyledikleri büyüklerin hoşuna gitmez, çünkü gerçek olduğunu biliriz, ağır gelebilir. Bazen anlattıklarına güleriz anlattıkları çok ciddi bir şey de olsa. Çünkü oradaki duygu alabildiğine gerçektir ve bu duygunun gerçekliğidir asıl bizi güldüren. Anlatılanın ne olduğu değil, anlatanın hayran olunası masumiyetidir yüzümüze yerleşen.
Çocuklarımızın sorularını sabırla cevaplayalım. Soruları cevaplarken sabrımız azaldığında, ihtiyaç duyulacak kuvvet “ Ya hiç sorulacak soruları olmasaydı?” sağlamasının hüznünden toplanabilir.
Diyeceğim o ki; hayatımda hiçbir zaman ve hiçbir kimse çocuklar kadar ani duygusal geçişler, masumiyet ve buram buram gerçeklik kokan unutulmaz deneyimler yaşatmamıştır bana. Kim bilir belki de pek çoğumuza.
“ Kirazın ve çileğin gerçek tadını merak eden, bunu kuşlara ve çocuklara sormalı.” (Goethe)
Kalın sağlıcakla…
Süper bir bakış açısı bayılıyorum hocam yazılarıınıza
Çok teşekkür ederim, destekleriniz çok değerli.
Harika yazı tebrikler
Çok teşekkür ederim.
Mis gibi anlatmışsınız çocukların gerçek doğal duygularını. Gerçekten çileğin tadını en iyi çocuklar bilir saf şeffaf olanından…..Kaleminize yüreğinize çocuklarımıza ve bize dokunabilmenize ÇOOOOK Teşekkürler Rukiye hanım 💐❤️🧿
Çok teşekkürler Sevil Hanım. Çocuklar gerçek, çocuklar en gerçek❤️ Kocaman sevgilerimle..
Yine sonuna kadar merakla tek tek okunan, okurken kendi degerlendirmelerimizi yaptigimiz harika bir yazı olmuş.
Çok teşekkür ederim, çok değerli yorumlarınıza.
Ayrınlatıcı ve akıcı kitap yazın hocam siz süpersiniz
İnşallah o da olur. Gelecek planlarımda bir kitap yazmak var kesinlikle🙏🏼
İnşallah o da olur, planlarım içerisinde ilk sırada kitap yazmak.
Merakla bekliyoruz rukiye hanım herhafta çocuklarla ilgili olunca birde okudukça okuyası geliyo insanın
Çok teşekkürler Hatice Hanım. Çok mutlu oluyorum faydalı olmasına.
Çok güzel rukiye hanım çocukların hislerini yaşayarak anlatmanız
artik sizden bi Kitap bekliyorum cok guzel yazi olmus
Çok teşekkürler, kitap için harekete geçeceğim inşallah.
faideli oldu teşekkürler emeğinize sağlık
Çok teşekkür ederim. Çok sevindim faydalı olmasına.
Okuyunca bir kez daha mesleğime ve çocuklara aşık oldum.
Ben de şu an çok mutlu oldum❤️ Çok teşekkür ederim.
Mükemmel bir yazı… Tebrikler. Kitap bekliyoruz. Mutlaka.
Çok değerli Salih Hocam. Yorumunuz çok kıymetli benim için. Çok teşekkür ederim, kitap için tavsiyelerinizden ve tecrübelerinizden yardım almak isterim.
Yine yeniden harika bir yazı😍
Her maddesi ayrı ayrı kıymetli…
Okul günlüklerinden kısa, anlamları uzun ve derin detaylar🙏
Emeğinize sağlık🧿
Çok ama çok değerlisin❤️. Çok teşekkür ederim bu müthiş sözlere.
Yine çok içten ve okurken gülümsetip, çocukların masumiyetlerini hissettiren bir yazı. Her cümlesinin üzerine daha da büyük açılımlar okumayı ya da uzun uzun konuşmayı istiyor insan. Kaleminize sağlık.
Nasıl güzel sözler ve nasıl da mutlu eden bir yorum. Çok değerlisin, çok teşekkür ederim❤️