single-image

ANNE BABA TUTUMLARININ ÇOCUK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Okul öncesi dönemde anne baba, çocuk için önemli bir modeldir. Bu dönemde çocuk anne ve babasının davranışlarını taklit eder, onların benimsediği değerleri süzgeçten geçirmeden kabul eder. Âdem Güneş’in Çocukluk Sırrı kitabında da dediği gibi “Günümüzde anne babalar çocuklarının kişiliklerinin ortaya çıkmasına rehberlik etmek yerine, onları kendi oluşturdukları dar kalıplar içine sokmaya çalışmaktadırlar.” Çocuğun gelecekteki kişilik yapısı, ailesinin ona gösterdiği tutumlar çevresinde şekillenir. Anne ve babalar kurallar belirlerken çocuğun gelişim özelliklerini, yeteneklerini, kişilik özelliklerini dikkate almalıdırlar.

Çocuklarına uygun görev ve sorumluluk verildiğinde çocuklarımız kendini ifade edebilen, öz güvenli, bağımsız bir kişilik yapısı oluşturabilir.

Peki siz çocuğunuzun ebeveynleri olarak, onun için her şeyin en mükemmelini isterken bazen çok abarttığınızı düşünüyor musunuz?

Anne baba tutumları yazı dizimi mükemmeliyetçi ve ayrımcılık yapan anne baba tutumları ile tamamlamak istiyorum.

Mükemmeliyetçi Anne Baba Tutumu

Ebeveynler genellikle çocuklarını dört dörtlük yetiştirmek için, çocukları sanki sürekli bir yarışın içindelermiş gibi onları yarışçı kılığına büründürebilirler. Fakat bu kadar aşırıya kaçmak doğru değildir. Çocuklarını diğer çocuklarla sürekli kıyaslama halindedirler. Çocuğun her yaptığı şeyde kusur ararlar. Bu çocuklar toplumda aşırı hırslı, başarısız, çekingen, yaşam sevincinden yoksun olarak yer alırlar. Çocuklarımız aileden gördüğü bu tutumla birlikte her işte en iyi, en üstün olmak isterler. Eğer istediği başarıyı yakalayamazsa hayal kırıklığına uğrayıp, çalışmayı tamamen bırakabilirler. Aşırı kaygı her zaman başarısızlığa uğratır.

Ayrımcılık Yapan Anne Baba Tutumu

Ebeveynlerin çocuklar üzerinde isteyerek veya farkına varmadan yaptıkları ayrım, onarılması güç sonuçlara sebebiyet vermektedir. Bu tutumdaki ebeveynler ne kadar ayrımcılık yapmadıklarını söyleseler de, çocukları arasında ayrımcılık yapmaktadırlar. Kayırılan ve dışlanan çocuklarda duygusal kırıklıklar oluşur. Çocuklara eşit sevgi ve ilgi verilmesi kardeşlik ilişkilerini güçlendirmektedir. Aksini düşünürsek saldırganlık, öfke, kıskançlık, birbirine zarar verme, içine kapanma, nefret, düşmanlık duygularına zemin oluştururuz.

Her çocuk farklı ilgi alanlarına, yeteneklere, mizaca, görünüşe ve farklı kişilik yapılarına sahiptir. Ebeveynler çocuklarımızı sırf istedikleri başarı ile kıyaslamamalı, kardeşine göre daha kötü bir durumda olduğunu söyleyip dışlamamalıdır.

Çocuğunuzun ilk sosyal çevresi kardeşidir. Bu yüzden hayata karşı ilk izlenimlerini, ilk yaşantılarını, ilk hata ve ilk tecrübelerini kardeşiyle deneyimler, onunla gözlemler ve iyi ya da kötü bir bağ kurar. Burada ailenin tutumu çok önemlidir. Kardeşler arasındaki ilişkiyi pekiştiren, onları birbirleriyle yarıştırmak yerine destek verici bir tutum sergilenmelidir.

Çocuklarınızı dinleyin, hangi yaşta olursa olsun sevilmeye ve ilgiye ihtiyaçları vardır. Çocukların hata yapmalarına izin verin. Her şeyi dört dörtlük yapamayacağını, herkesin hata yapabileceğini öğretin. Duygularını ve hayal dünyalarını yansıtmalarına izin verin. Çocuklarınızı her ne olursa olsun kıyaslamayın. Kendi kendilerine karar alabilmelerini teşvik edin.

Ve en önemlisi, davranışlarınızda ve sergilediğiniz tutumlarda tutarlı olun…

Sevgi toparlayıcıdır, bağ kurucudur. Ebeveynleri tarafından sevilmeyen bir çocuğu tüm dünya bağrına bile bassa yine de o sevgisizlik hissini gideremez.

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Diğer Yazılar

Zetyazilim Zetyazılım Tarafından Hazırlanmıştır.